|
Çarşamba, 23 Eylül 2020 11:21 |
Oktay YILMAZ, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fizik Bölümü
Roemer’in uydu gözlemine dayanarak Dünya’nın ya da Güneş sisteminin etere göre hızı hesaplanabilir. Michelson-Morley deneyinin amacı da bir interferometre yardımı ile Dünya’nın etere göre hızını ölçmektir. Işık şiddetinin maksimumlarının ve minimumlarının olduğu yerlerdeki değişim sistemin hızına ve dönme açısına bağlıdır. Fakat deneyin sonunda girişim deseninde herhangi bir kayma gözlenemediği için Dünya’nın etere göre hızı sıfırdır. Işığın hızı Dünya’nın hareketinden etkilenmez.
|
|
Yarı Klasik Düşünce ve Yaklaşım Yöntemleri |
|
|
|
Pazartesi, 27 Ocak 2020 14:18 |
Ç. Misli ve O. Yilmaz, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fizik Bölümü

Maxwell’in katkıları ile elektromagnetik dalgalar ve optik teorisi gelişti. E. Schrödinger bu teoriden esinlenerek Louise de Broglie ve Hamilton’nun fikrini kendi denkleminde birleştirdi ve böylece kuantum optik teorisinin temeli 1926’da Schrödinger denklemi ile atılmış oldu.
|
Cumartesi, 18 Kasım 2017 13:53 |
O. Yilmaz ve Ç. Misli, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fizik Bölümü

Pisagor’un en önemli buluşlarından bir tanesi de Adalet Kupası’dır. Bu kupa, görünüşte tıpkı diğer kupalara benzemektedir. Onu diğer kupalardan ayıran özellik ise kupanın ortasında yer alan bir kolon ve bu kolonda bulunan bir kanaldır. Su, bu kolonun seviyesinin altına kadar doldurulduğunda diğer normal kupalarda olduğu gibi durmaktadır .
|
Perşembe, 23 Şubat 2017 09:30 |
Ç. Misli ve O. Yılmaz, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fizik Bölümü

Elektronun temel bir parçacık olduğunu keşfeden Thomson, atomun içyapısı hakkında bilgiler edinmek istemiş ve “üzümlü kek” modelini önermiştir. Fakat kuramsal ve deneysel gözlemler bu modelin yanlış olduğunu gösterdi. Daha sonra Ernest Rutherford’un önderliğinde Manchester Üniversitesi’nde yapılan deneyler sonucunda atomun çekirdek modeli ile atomun yapısına daha iyi açıklamalar getirildi.
|
2016 Nobel Fizik Ödülleri: Maddenin Topolojik Fazları |
|
|
|
Salı, 01 Kasım 2016 14:24 |
Fahri Emre Öztürk, Bonn Üniversitesi, Uygulamalı Fizik Enstitüsü

Bu yılın Nobel Fizik ödülleri 4 Ekim’de yoğun madde fiziği alanına verildi. David J. Thouless, F. Duncan M. Haldane, ve J. Michael Kosterlitz, maddenin kuantum fazları üzerine yaptıkları teorik çalışmalar ile bilim dünyasındaki en prestijli ödüle layık görüldüler. Üstelik bu başarıya favoriler arasında kütle çekim dalgalarının gözlemi ve karanlık maddenin varlığı gibi keşifler varken ulaştılar. Peki, onların çalışmaları bilimde hangi cevaplanmamış sorulara yanıt bulunmasına yardımcı oldu? Bu çalışmalardan filizlenen araştırmalar yakın gelecekte hangi uygulamalar ile günlük hayatımıza girebilir?
|
Bölüm 2: Radyasyonun Sağlığa Etkileri |
|
|
|
Çarşamba, 10 Ağustos 2016 08:41 |
Doğan Bor, Ankara Üniversitesi, Fizik Mühendisliği Bölümü

Bu bölümde yazı dizimizin ikinci bölümü olarak "Düşük şiddette radyasyon ve Sağlığa Etkisi" üzerinde durulacaktır: Radyasyonun doku ve organlar üzerine etkileri, maruz kalınan doz miktarına göre değişmektedir. Yüksek dozdaki radyasyonun organlarda oluşturacağı hasar için, radyasyonun belirli bir eşik değerinin aşılması gerekmektedir. Bu değerin radyasyon hassasiyeti olan tüm organlar için belirli hata paylarıyla bilinmesi, yüksek dozlardaki radyasyondan korunması için önem taşımaktadır. Radyasyonun şiddeti düştükçe hem ölçülmesi, hem de ortaya çıkabilecek sağlık etkileri için belirsizlikler artmaya başlar. Eşik değerlerden söz edilemez ve etkiler, risk olarak değerlendirilmeye başlar. Bu dozlardaki riskler ise, yüksek radyasyon dozlarında elde edilen sonuçlardan çıkarılmıştır.
|
|
|
|
<< Başlat < Önceki 1 2 3 4 5 6 Sonraki > Son >>
|
Sayfa 1 > 6 |